Ünye’de bir zamanlar var olmuş Paşabahçe’deki Haznedaroğlu Süleyma Paşa sarayı ile ilgili dosyamızın bu dördüncü bölümüdür. Geçen bölümde sarayın yanışını, daha önceki bölümlerde yapılışını ve yapıldıktan sonra o yıllarda Ünye’den geçen gezginler tarafından ziyaret edildiğini yazmıştık.
Sarayın elimizdeki resimleri yanmadan önce 1847 yılında Ünye’ye gelen ve sarayda misafir edilen Fransız, ressam Jules Laurens tarafından çizilmiştir. Bugün elimizdeki bütün bilinenler ressamın verdiği bu bilgilere dayanmaktadır.
Böyle bir saray Ünye’ye neden yapılmıştı?
Sarayı yaptıran Haznedarzade Süleyma Paşa kimdi.
Ünye’ye nereden gelmişlerdi?
Bütün bu bilgilere ulaşmak çok zor oldu.
Süleyman Paşa hakkındaki bilgileri Trabzon tarihinden ve Trabzon valileri ile ilgili yazılı belgelerden öğrendik.
Trabzon’dan Samsuna kadar Canik bölgesini ikiyüz yıl idare etmiş bu aile hakkında kapsamlı bir çalışma yoktu. Halen de sarayın yapılışı ve yanışı hakkında elimizde sağlam bir bilgi yoktur.Süleyman Paşa’nın Trabzon’dan Samsun’a kadar olan bölgede köşkleri, arazileri evleri sarayları vardı. Buralarda camiler, imaretler, kütüphaneler, çeşmeler gibi hayır işleri yaptırmıştı.
Ünye’ye neden bu sarayı yaptırdı?
Süleyman Paşa’nın Ünye’ye neden bir saray yaptırdığını Avusturyalı seyyah Franz Von Verner “Mutlu bir kasaba” adı altında topladığı ve yeni bulunan anılarında şöyle anlatır.
“Ünye o yıllarda çok sakin ve huzurlu bir kasaba idi. Paşa Trabzon’da devlet işlerinden sıkıldığında yalnız başına Ünye’ye gelir burada denizin dalgaların sesi ile dinlenirdi. Sadece sessizlik ve huzur istediği için kadınlarını bile getirmezdi. Çevredeki şehirlerde başka evleri olmasına rağmen Ünye’yi tercih ederdi”, demektedir.
Ne yazık ki paşa sarayda fazla oturamadı. Sarayın bitmesinden üç yıl sonra vefat etti.
Saray dosyamızın bundan sonraki bölümlerinde Süleyman Paşa’yı ve ondan sonra Trabzon valiliğine getirilen oğulları Osman ve Aptullah paşaları, torunlarını işleyeceğiz
Aile Ünye’ye nasıl gelmişlerdir?
Aslen Gürcistan’dan gelen aile önce Çarşamba ve Ünye’ye sonra Aybastı’ya yerleşti.
Ailenin Ünye’ye gelen kolundan çıkan şair kimdi. Şairle aynı adı taşıyan torurıu bugün hayatta olan bu bölümün yazılmasında yardımları esirgemyen DYP Ordu milletvekili kimdi?
Aileden bir de kadın şair çıkmıştır. Süleyman Paşa’nın torunu olan Şair Fitnat Hanım, kocasının kıskançlığı nedeni ile şairliği bırakıp hat sanatıyla uğraşmıştı.
Viyanada 1866 yılında bir çocuk dünyaya geldi. Adını Franz Von Verner koydular. Franz birliğinden kaçarak Osmanlıya sığındı. Teğmen rütbesi le orduya alındı ve Murad Efendi adını aldı.. Tek kitabı olan “Türkiye Manzaraları”nı 1887 de yazdı. İstanbul, Ünye, Trabzon ve Karadeniz kıyılarını anlattığı kitabında, Ünye anılarını “Mutlu bir kasaba” “Eskilerden bir bey konağı” Ünye ile ilgili ek bilgiler ve “Saygın bir beyin düğünü” bölümlerinde topladı.
Avusturyalı seyyahın anılarında Ünye
Sarayla ilgili çalışmalarımız sırasında genç tarihçi arkadaşımız Osman Doğan’ın beni bilgilendirmesi ile kitabın varlığından haberim oldu.
Yazarının anıları1854 yılını kapsamaktadır.. Anılarında sarayın bir kanadının yanmış ve geri kalan bölümlerinin bakımsız olduğunu, sarayda ikamet eden Süleyman Bey diye bir beyin misafiri olduğunu ve onun düğününde bulunduğunu yazarak Ünye çarşısı ve şehir yaşamı hakkında bugüne kadar bilmediğimiz bilgiler vermektedir.
Sarayın neden yandığı hakkında kuvvetli bir kaynak bulamadık. Yine bir önceki dediğimde kalmak zorundayız. İstanbul’da Osmanlının her cephede ağır yenilgiler aldığı, parasızlıktan bankerlerden borç para alındığı yıllarda yapılan sarayın dedikodusu İstanbul’a kadar gidince işgüzarlar tarafından yakıldığı söylenmektedir.
Bir şeker bayramını Ünye’de geçiren yazar, çok detaylı bilgiler aktarmakta ve şöyle demektedir
“Bayramdan sonra küçük şehrin görüntüsü her zamanki günlük yaşamına geri döndü. Ünye’nin nasıl oruç tuttuğunu ve bayramı nasıl kutladığını gördüm, şimdi Ünye’nin nasıl yaşadığını, nasıl eğlendiğini tanıyacaktım”
Franz Vonn Verner (Murad Efendi), Türkiye Manzaraları, Ünye ile ilgili ek bilgiler sah. 1759
Yangından sonra ne oldu?
Yangından sonra neler olduğunu tam bilmiyoruz.
Avusturyalı seyyah yeni bulunan anılarında, sarayın yarısının durduğunu çok bakımsız ve harap olduğunu, hatta sarayda oturan Süleyman Paşanın kendi adını taşıyan torunu Süleyman Beyin düğününe katıldığını yazar.
Tahminlerimize göre sarayın yangından kurtulan kısmında Süleyman Paşa’nın oğlu Osman Paşa’nın büyük oğlu Nurettin Bey oturmuştur. Nurettin Bey son Ünye sancak beyidir. 1868 yılınsa Ünye sancak beyliği kaldırılmıştır. Bu tarihten sonra sarayın geri kalan kısmı yıkılarak yerine varisleri olan torunları tarafından 1800 ün sonlarına doğru konaklar yapılmıştır. Bu konaklardan günümüze ulaşan olmamıştır. Biri 1939 Erzincan depreminde geri kalanları ise onarılmayarak yerlerine apartman yapılmak üzere geçtiğimiz yıllarda teker teker yıkılmıştır. Bugün sarayın ve bahçesinin kapladığı alanda apartmanlar vardır. Ön tarafta duvarın üzerinde Süleyman Paşa’nın torunlarının konakların yıkılmasından sonra yapılmış ve son yıllarda restore ettirdikleri depremde yıkılan konağın yerine kırklı yıllarda yapılan binaları vardır.
Saraydan günümüze, hamamı ve bahçede duran çeşmesi, havuzu, birkaç taş merdiven, birkaç duvar kalıntısı ve surlar ve bölük börçük anıları kalmıştır.
Gelecek sayıda
Süleyman Paşa kimdir?
Yukarıda anlatılanlar bir bilimsel çalışma değildir.
Nesilden nesile aktarılmış sözlü anlatımların ışığında derlenmiştir.
Bu araştırma esnasında
Jules Laurens, (Türkiye Yolculuğu, YKY, İstanbul 1998, s. 152..
Dr. Mehmet Beşirli, 19. Yüzyıl Karadeniz Bölgesi
Münir Aktepe"Tuzcuoğulları İsyanı"
Mazhar Haznedar’ın anıları
Osman Doğan “Tarih Boyunca Ünye”
Franz Von Verner. Türkiye Manzaraları
Adlı eserlerden yararlanılmıştır
Sarayın original resimleri: